DUYUSAL OYUN VE EBEVEYN

Oyunun; özellikle otizm, Asperger sendromu ve duyusal işleme bozukluğu gibi nörolojik zorlukları olan çocuklar için zor bir iş olduğu sıklıkla söylenir. Bu anlaşılabilir bir durumdur çünkü nörolojik zorlukları olan birçok çocuk, ifade edici ve alıcı dil becerileri, motor planlama ve duyusal işlemleme ile mücadele etmektedir. Bu zorluklar, çocukların serbest oyun başlatma ve bu oyunla meşgul olma yeteneklerini kısıtlar. Başkalarını izleyerek öğrenmekte zorlanırlar. Ayrıca, sosyal etkileşim kendi başına bu çocukların çoğu için, özellikle otizmli veya Asperger’li çocuklar için çok motive edici değildir. Bu nedenle oynayacakları başka çocuklar aramaya meyilli değildirler. Bununla birlikte ebeveynler, eğitimciler ve terapistlerin raporları ve benim kendi deneyimlerim gösteriyor ki; bu çocuklara nesnelerle ve insanlarla duyusal, motor, dil ve sosyal becerilerini genişletmek için etkili yollar öğretildiğinde eğlenmeye başlıyorlar.

BAĞLANTI KURMAK

Nörolojik zorlukları olan çocuklarla oyun oynarken ve onlara öğretirken karşılaşılan zorluk, biz bakıcılar ve eğitimciler olarak bir çocuğun ilgisini bize verdiği geri bildirimlere göre yargılamamızdır. Bununla birlikte, otizm, Asperger veya duyusal işleme bozukluğu olan çocuklar, bebekken bile tipik geribildirim vermeyebilir. Kendimizi motivasyon düzeyimizi düşürürken veya değiştirirken bulabiliriz, bu da sonuçta çocuğa daha az girdi veya daha az deneyim verir. Çoğunlukla çocuklarımızı korumaya odaklanıyoruz veya onları teşvik etmiyoruz. Bunun yerine nasıl bağlantı kuracaklarını öğrenme fırsatlarını sunmalıyız.

Fizyoterapist olarak, nörolojik zorlukları olan çocukların tipik olarak gelişmekte olan çocuklara kıyasla daha az duyusal-motor ve dil deneyimine maruz kaldıklarını görüyorum, çünkü bu çocuklar genellikle oynamakla veya kendileriyle konuşulmakla ilgilendiklerini gösteren geri bildirim vermiyorlar. Hatta bazıları ebeveynlik girdisine olumsuz geri bildirim verebilir. Örneğin onları tuttuğumuzda geri dönme, göz teması kurmama veya gözleriyle takip etmeme, hareket veya dokunma gibi belirli duyusal uyarımlara ters tepkiler verme gibi.

Küçük bir çocuk söylediklerimizi veya yaptığımız şeyi kaydetmiyor gibi göründüğünde veya olumsuz ya da korkulu bir şekilde kaydettiğinde, doğal tepki geri çekilip daha az tepki vermektir. Bunu yaptığımızın farkında bile olmayabiliriz. Bu, tüm insan etkileşimleri sırasında ortaya çıkan doğal bir tepkidir. Bebeklere gülümsediğimizde ya da konuştuğumuzda, onlar gülümserler, hatta gülerler ve neşelenirler; sonra bebeğin olumlu geri bildirimlerine gülümseyerek yanıt veririz. Etkileşim karşılıklıdır, bu nedenle biri bizimle daha az konuştuğunda, o kişiyle daha az konuşma eğilimindeyiz.

Ebeveynler çocuklarını parkta salıncağa bıraktığında ve çocuk çığlık attığında, çoğu ebeveyn çocuğu salıncaktan alır ve ebeveynlerin çocuğu tekrar salıncağa bırakması biraz zaman alabilir. Ebeveyn bir sonraki denemede aynı tepkiyi alırsa, o ebeveyn asla bir daha sallamayı denemeyebilir. Aynı şey, belirli dokulara dokunmak, belirli müzik türlerini dinlemek veya çocuğunuzun olumsuz tepki verebileceği farklı türde yiyecekler yemek gibi diğer deneyimler için de geçerlidir. Çok geçmeden yanıt eksikliği veya olumsuz yanıt, yetişkinler olarak davranışımızı değiştirir. Çünkü sezgisel olarak çocuktan olumlu yanıtlar almayan girdileri geri çekeriz.

Nörolojik zorlukları olan çocuklar da dahil olmak üzere herhangi bir çocukla etkileşime girdiğimizde, bizimle bağlantı kurduklarını ve öyle görünmese bile etkileşimden bir şeyler aldıklarını varsaymalıyız. Verdikleri geri bildirimlerle ilgi düzeylerini kesin olarak yargılayamayız; aksi takdirde daha az tepki vermeye meyilliyiz. Bu çocukların daha az değil, daha fazlasına ihtiyacı olduğunu unutmamalıyız.

Çocuğunuzla birlikte duyusal olarak zenginleştirilmiş etkinliklere katılırken, çocuğun sinir sisteminin bu deneyimle zenginleştiğini hatırlayın. Çocuğunuzla bağlantı kurduğunuzu ve öyle görünmese bile onun sizinle bağlantı kurduğunu hatırlayın. Bilgiyi depolamada ve erişmede nörolojik zorlukları olan çocukların, birçok farklı yoldan aşılanmış daha yüksek seviyelerde girdiye ihtiyaçları olduğunu unutmayın. Anahtar, çocuğunuzun giderek artan ilgisidir.